MASAL BU YA (4) 

ERLER MEYDANI BEN GİDERİM YANE YANE ÜZERİNE

 

Merhaba dostlar uzun zaman oldu görüşmeyeli. Mutsuz mutlu ile bahtsız bedevi "HaTiCe"nin hikâyeleri vardı dilden dile dolanan hatırlarsınız...Kaldığımız yerden devam edelim masalımıza isterseniz... ALamadım Sazı elime diye çığırıp diyar diyar dolaşan divane "HaTiCe" yi bırakmıştık tepelerde. 5 tepe turlamış, dolaşmış durmuştu günlerce... Mutlu ise umutsuz beklemişti "HaTiCe" sinin yolunu. Günleri iple çekmiş, kavuşmayı beklerken yaşlanmıştı... Mutlu en sonunda mutsuz ve umutsuz memleketi terk eylemiş üzüntüsünden... Rivayete göre de "HaTiCe"sinin döneceğini haber almış şerrinden kurtulmak için çöplüğünü (pardon memleketi) terk ettiği de söylenmiş.

 

HaTiCe az itmiş uz gitmiş dere tepe düz gidememiş ama sürgün bitince 30 senelik evine dönmüüüş... !!!

Mutluyu göremeyince hiç üzülmemiş hatta yaşlı kurt gitmiş meydan bana kalmış diye de sevinmiş, hatta etekleri zil çalmış...

Huylu huyundan vazgeçer mi? Bu masalı ben yazıyorsam cevabım da kocaman “HAYIR”....

Hatice de vazgeçmemiş... Koca kurt Mutlunun gittiğini duyunca “oh kirli çamaşırlarımı ortalığa dökemez, bir daha da beni "Dağlar Dağlar" sürgününe gönderemez” diye 1 numaralı masalımızda anlatılan kurtlar sofrasının başına geçmek için ellerini ovuşturmaya başlamış...  Ama niyeti daha önce olduğu gibi zahmetsiz masanın başını kapmakmış... Onun dünya görüşü, pijama, don satarken de hep yaptığı gibi  “Ucuzu pahalıya nasıl satarım!!!” hesabını yapmak ve her zaman "Birilerinin Sırtından Geçinmekmiş"... Paylaşmayı bilmezmiş... Ancak ortalıkta sanki bir fırtına öncesi gibi bir sessizlik varmış. .Balon gibi aralıklarla söndürülen egosuyla birlikte yüzsüzce yine meydana çıkmış... Bilmiyormuş ki meydan erler içinmiş... Oysa o sırada bir "Er" hazırlanıyormuş meydan için ama zavallı  "HaTiCe" nin bundan haberi yokmuş... Yenilen pehlivanın güreşe doymadığını biliyormuş ama kimse yok güreşecek diye de bir yandan seviniyormuş...

(Çok Yanılmış Çoooook...!!!) 

Morarmış

ve

Yine Avrupa Duvarlarına çarpmış 

BİR SİNEK GİBİ...!!!

 

Monica'nın Kulakları Çınlamış  :))

Bu düşüncelerle Avrupa kapılarını zorlama sevdasına düşmüş...

"Avrupa Avrupa Duy

 Sesimi"

 demiş can havliyle daha önce olduğu gibi duyan olmamış...

Kim Tutar Seni

Haticeeee...

Hadi Bakalım

 Göster Güzel Bir

 Netice...” 

diye başlamış çalışmaya... Bilmiyormuş ki nasıl çalışılacağını. Ama ben tekim, 30 seneliğim, çok biliyorum, hatta herkese iyi burun kıvırıyorum, durumu idare ederim her zamanki gibi diye düşünüyormuş...

Hatta  bilemediklerimi çalışanların üzerine atar, çok sıkışınca da

 "Ben öğrettim kafaları kalındı almadı !!!!!" 

der sıyırılım diye düşünüyormuş...

 

Hatta bu sözlü olmuyor (ne dediğini anlayamıyoruz ki kardeşim) seni imtihan edeceğiz demiş ve eline bir kağıt tutuşturarak gitmişleeerr... O ermiş muradına hadi biz çıkalım kerevetine bitsin bu masal diyen okuyucum biraz daha sabırlı olun...

İlahi adalete tanık olacağız hep birlikte birazdan... İmtihan mııııı ? demiş... Gözlerine inanamamış “hayatının imtihanı bu” yazıyormuş elindeki kâğıtta. Bu saatten sonra ders çalışamam demiş; sararmış ve başlamış ağlamaya. Kızmış, köpürmüş olmamış yardım dilenmiş... Yok kardeşim nafile, ne desen boş, doymuyormuş adam (pardon madam) yenilgiye (!!!)

Aferin bana bu iş çamur atmaktan, denklikten (çalışmaktan) çok kolaymış diye sıçramış durmuş... Ama büyük gün gelmiş... "HaTiCe" nin sıtkı sıyrılmış, ne diyeceğini bilemediği için nutku tutulmuş..

Karaları bağlamış düşünmüş, taşınmış, bin bir takla atmış imtihana girmemek için. Son güne kadar umutla beklemiş... Torpil aramış durmuş... İlahi adalet burada dostlar hayat dediğin; kurtlar sofrası değil er meydanı... Bu meydan da iyiler olmalı... "HaTiCe" 30 senenin sonunda hayatının imtihanını verememiş bir şekilde hatta sepet havası eşliğinde çıkınını toplamış, diyarı tek başına terk etmiş ve masalda burada bitmiş... Kıssadan hisse; Gökten 3 elma düşmüş... Birinci elma "HaTiCe" nin başına diğerleri de… (y.n. diğer elmaların kimin başına düştüğü okuyucunun hayal gücüne bırakılmıştır) 

1.    Elma; Kötü niyetle murada erilmez, 

2.    Elma; Her kuşun eti yenmez (kuşun rengi kara mı? ne)

3.    Elma; İş bilenin kılıç kuşananın (kılıcı kuşanmış burada dururum arkadaş)

 

Not: Hikayede anlatılanlar ve kahramanlar (!!!)               gerçek değildir. Siz yazana uymayın...

(y.m) yazarın merakı

(y.n) yazarın notu

(y.d) yazarın dileği